Ders 26-3, If Clauses Type 3 Konu Anlatımı

Bu yayında '' If Clauses / Koşul - Şart Cümleleri '' konusunun '' Type 3 '' yapısını inceleyeceğiz arkadaşlar. Bilindiği üzere önceki yayınlarda '' Type 1-2 '' yi ele almıştık. İngilizce' de yine diğerleri kadar önem teşkil eden '' Type 3 '' konusunun tüm detayları aşağıdadır. Vakit kaybetmeden hemen konumuza geçelim.



'' Type 3 '' geçmişte olup bitmiş olayların tersini düşünüp, bir koşul ileri sürerek bu koşula bağlı sonucu ifade etmek için kullanılır. '' Untrue in the past '' yani '' Geçmişe yönelik gerçek olmayan durum '' şeklinde ifade etmemiz mümkündür. Bu yapıda ifade edilen gerçek durumlar '' Simple Past Tense / Geçmiş Zaman '' dadır. Olaylar  geçmişte olup bitmiştir. Cümleler bu yapıda da bir derece geçmiş - past formunda yazılır. Dolayısıyla bu yapıdaki ana zaman '' Simple Past Tense  / Geçmiş Zaman '' ın bir derece geçmiş hali olduğu için '' Past Perfect Tense '' tir. Ana cümlede '' Past Perfect Tense '' kullanılır iken, '' If '' li yan cümlede '' would, could, may, might, must vs.... +  have + past participle ( Fiilin 3. hali )  '' yapıları kullanılır. Aşağıdaki karşılaştırmalı örneklere bir göz atalım;


Gerçek / Şuanki Durum : You didn't study hard, so you didn't get a high mark.
                                        Çok ders çalışmadın dolayısıyla da yüksek bir not alamadın.

Type 3 Formu / Şekli  : If you had studied hard, you would have got a high mark.
                                     ( Eğer ) çok ders çalışsaydın yüksek bir not alacaktın.


Gerçek / Şuanki Durum : She didn't drive carefully, so she had an accident.
                                        Arabayı dikkatli kullanmıyordu, bu yüzden bir kaza yaptı.

Type 3 Formu / Şekli : If she had driven carefully, she wouldn't have had an accident.
                                     ( Eğer ) dikkatli kullansaydı bir kaza yapmayacaktı.


Gerçek / Şuanki Durum : I didn't see the wet floor caution sign, so I fell down the stairs.
                            Islak zemin tabelasını görmedim, bu yüzden de merdivenlerden aşağı düştüm.

Type 3 Formu / Şekli : If I had seen the wet floor caution sign, I wouldn't fallen down the stairs.
                       ( Eğer ) ıslak zemin tabelasını görseydim merdivenlerden aşağı düşmeyecektim.

Yukarıdaki örneklere göz attığımız zamn gerçek / şuanki durum diye ifade edilen olayların geçmişte olup bitmiş olduğunu görürüz. Bu olayların zıttığını düşündüğümüz zaman koşul yani '' If '' li cümlede '' Past Perfect Tense '' i  kullanırız. Bu yüzden '' had studied, had driven, had seen '' yazdık. Ana cümlede ise  '' would, could, may, might, must vs.... + have + past participle ( Fiilin 3. hali ) '' kalıbında yazmamız gerektiğinden  '' would have got, wouldn't have had, wouldn't have fallen '' yazıldı.
Genel anlamda formülüze edecek olursak;

If + Past Perfect Tense , would / could / may / might / must have + Past Participle ( Fiilin 3. Hali )
                                                                         =
Would / could / may / might / must have + Past Participle ( Fiilin 3. Hali ) If + Past Perfect Tense

Buraya kadar anlatılanlar '' Type 3 '' yapısının en temel kullanımlarıdır. Şimdi bu temel olanlar ile diğer detayları sırasıyla derinlemesine inceleyebiliriz arkadaşlar.


If Clause Type 3 ile Kullanılabilen Zamanlar ve Yapılar / Tenses and Structures Can Be Used with If Clause Type 3


1. Ana Cümlede Kullanılabilenler / In Main Clauses

Bu başlık altındaki yapılar ana cümlede kullanılan, '' If '' li yan cümlede kullanılmayanlardır. Lütfen konunun bu kısmına dikkat edelim.

1.a Would have done ve Would have been doing Kullanımı / Usage

Ana cümlede '' Would have done '' ve '' Would have been doing '' bu yapıda son derece sık olarak kullanılır. Temel kullanım budur diyebiliriz.

If you had worked hard, you would have earned a lot of money.
( Eğer ) çok çalışsaydın çok para kazanacaktın.
( Ancak çalışmadın ve çok para kazanamadın )

If I had worn a coat, I wouldn't have been ill.
( Eğer ) bir mont giyseydim hasta olmayacaktım.
( Ancak mont giymedim dolayısıyla da hastalandım )

If she had phoned to me, I wouldn't have been waiting for three hours.
( Eğer ) beni arasaydı, üç saattir bekliyor olmayacaktım.
( Ancak aramadı ve üç saat boyunca bekledim )

If they had started to work earlier, they wouldn't have been working late hours.
( Eğer ) erkenden çalışmaya başlasalardı geç saatlere kadar çalışıyor olmayacaklardı.
( Ancak çalışmaya erken başlamadılar ve geç saatlere kadar çalıştılar )


1.b Would have had to ve Would have been able to Kullanımı / Usage

Geçmişe yönelik zorunluluk, mecburiyet belirtirken '' Would have had to '', aynı şekilde geçmişe yönelik
yeterlilikten bahsederken de '' Would have been able to '' yapılarının ana cümlede kullanabiliriz.

If someone had given me some money, I wouldn't have had to sell my house because of my debts.
( Eğer ) biri bana biraz borç para verseydi borçlarım yüzünden evimi satmak zorunda kalmayacaktım.
( Ancak kimse borç para vermedi ve evimi satmak zorunda kaldım )

If my brother hadn't gained experience, he wouldn't have been able to survive in the wild life.
( Eğer ) erkek kardeşim tecrübe kazanmış olmasaydı vahşi yaşamda hayatta kalamazdı.
( Ancak  tecrübesi var ve hayatta kaldı )


1.c Might have done ve Could Have done Kullanımı / Usage

Geçmişe yönelik ihtimal belirten durumlarda '' Might have done '', yine geçmişe yönelik izin ve yetenek
belirten durumlarda da '' Could have done '' yapıları kullanılabilir.

If you hadn't taken precautions, you might have died in the accident.
( Eğer ) önlemini almış olmasaydın kazada ölebilirdin.
( Ancak önlemini aldın ve kazada ölmedin )

If she hadn't been well-qualified, she might have lost her job during the economic crisis.
( Eğer ) son derece nitelikli olmasaydı ekonomik kriz esnasında işini kaybedebilirdi.
( Ancak son derece kaliteli biri ve işini kaybetmedi )

If the students hadn't been lazy, they could have passed the exam.
( Eğer ) öğrenciler tembellik etmeseydi sınavı geçebilirlerdi.
( Ancak tembellik ettiler ve sınavdan kaldılar )

If I hadn't studied hard whole week for KPDS, I couldn't have done well.
( Eğer ) tüm hafta KPDS için çok çalışmasaydım sınavda iyi yapamayabilirdim.
( Ancak çok çalıştım ve sınavda iyi yaptım )



2. '' If '' li Yan Cümlede Kullanılabilenler / Used in Conditional Sentences 

Bu başlık altındaki yapılar da yan cümlede kullanılan, yani '' If '' li cümlelerde kullanılanlardır. Lütfen konunun bu kısmına dikkat edelim.

2.a Past Perfect Tense Kullanımı / Usage

'' Type 3 '' yapısında '' If '' li yani yan cümlede '' Past Perfect Tense '' kullanıldığını konunun en başında belirtmiştik. Bir anlamda bu noktadan tekrar bahsediyoruz diyebiliriz. Bilindiği üzere geçmişte olup bitmiş olayların tersini düşünürken '' Simple Past Tense '' in bir derece geçmiş hali olarak '' Past Perfect Tense '' kullanılır.

If we had been strong enough, we would have won the match.
( Eğer ) yeteri kadar güçlü olsaydık maçı kazanacaktık.
( Ancak yeteri kadar güçlü değildik ve maçı kaybettik )

If the policeman had seen the thief, he could have arrested him.
( Eğer ) polis hırsızı görseydi onu yakalayacaktı.
( Ancak hırsızı görmedi ve yakalayamadı )

If the workers hadn't wanted, they couldn't have finished the work.
( Eğer ) işçiler istemeseydi işi bitiremeyeceklerdi.
( Ancak işçiler istedi ve işi bitirebildiler )

If the firemen had come in time, the bridge wouldn't have been burned to ashes.
( Eğer ) itfaiye zamanında gelseydi köprü yanıp kül olmayacaktı.
( Ancak zamanında gelmedi ve köprü yanıp kül oldu )


2.b Past Perfect Continuous Tense Kullanımı / Usage

Yine '' If '' li yan cümlede geçmişte bir olayın belli bir süre devam ettiğini belirtmek için '' Past Perfect Continuous Tense '' kullanabiliriz.

If I hadn't been working on the project until midnight, I would have woken up early.
( Eğer ) gece yarısında kadar proje üzerinde çalışıyor olmasaydım erken kalkacaktım.
( Ancak gece yarısına kadar çalıştım ve erken kalkamadım )

If my mother hadn't been sleeping when I got home, I would talk about my wedding decision.
( Eğer ) annem eve geldiğimde uyuyor olmasaydı evlilik hakkındaki kararımdan bahsedecektim.
( Ancak eve vardığımda annem uyuyordu ve kararım hakkımda konuşamadım )


2.c Had had to ve Had been able to Kullanımı / Usage

Geçmişe yönelik şart koşul belirten zorunluluklardan bahsederken '' Had had to '' , aynı şekilde geçmişe yönelik koşul belirten yeterliliklerden bahsederken de '' Had been able to '' kullanılır.

If I hadn't had to study for my English exam last night, I would have watched an interesting film on TV.
( Eğer ) geçen gece İngilizce sınavım için çalışmak zorunda olmasaydım TV 'de ilginç bir film izleyecektim.
( Ancak sınav için çalışmak zorundaydım ve filmi izlemedim )

If he had had to follow strict rules at work, he couldn't have been motivated.
( Eğer ) işte katı kurallara uymak zorunda olsaydı motive olamazdı.
( Ancak işte katı kurallara uymak zorunda değildi bu yüzden de motive olabildi )

If she had been able to get permission from her mother to join the tour, she would have come with us.
( Eğer ) tura katılmak için annesinden izin alabilseydi bizimle gelecekti.
( Ancak annesinden izin alamadı ve bizimle gelemedi )

If you had been able to graduate from university, you could have found a good job.
( Eğer ) üniversiteden mezun olmuş olabilseydin iyi bir iş bulabilirdin.
( Ancak üniversiteden mezun olamadın ve iyi bir iş bulamadın )

Evet arkadaşlar '' Type 3 '' konusunun temel hatlarını tüm detayları ile almaya çalıştım. Umarım sizin için faydalı bir çalışma olmuştur. Bundan sonraki yayınlarda ise '' If Clauses / Koşul - Şart Cümleleri '' konusunun diğer noktalarından yani;

Anlatılan kurallara uymayan diğer zaman kombinasyonlarından
Karışık zamanlı koşul - şart cümlelerinden
Koşul - şart anlamına gelen diğer yapılardan 
Devrik koşul - şart cümlelerinden 
İma edilen gizli koşul - şart cümlelerinden  bahsedeceğiz inşallah.

İndirme linki : http://www.slideshare.net/alikemal28/if-clause-type-3

Konu ile alakalı olarak son olarak yine bir videomuz var. Keyifli seyirler...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder